Abdulvahap Sancaktari Tepesi: İznik’in doğusunda yüksek bir tepe üzerinde Abdülvahab Sancaktari Türbesi bulunmaktadır. Bu türbenin İznik’i kuşatan İslam ordularından Abdülvahab adlı bir kişiye ait olduğuna inanılmıştır. Osmanlılar İznik’i ele geçirdikten sonra, VIII.yüzyıldaki Arap kuşatmalarında yararlılıkları görülen ve sancaktarlık yapmıştır. Bugün bu türbe halk arasında, sürekli bayrak asıldığından ötürü Bayraklı Dede olarak anılmaktadır.
Tepeden eşsiz İznik manzarasını seyredebilirsiniz.
İznik surlarla çevrili bir şehirdir. Dört büyük kapısı (İstanbul, Göl, Lefke ve Yenişehir) carpı şeklinde şehrin merkezinde birleşir, yani Ayasofya'nın bulunduğu yerde kesişirler. Tarihi yerler bir birine yakın olduğundan bir gün içinde çoğu yeri gezip görebilirsiniz. İznik sur kapılarından İstanbul ve Lefke kapılarını Roma İmparatoru Hadrianus’un(117-138), Yenişehir ve Göl kapılarını da İmparator II.Claudius Godhicus’un (268-270) yaptırdıkları ele geçen kitabelerden öğrenilmiştir. Roma İmparatorluk dönemi mimarisinin teknik ve üslubunu yansıtır. Surların toplam uzunluğu yaklaşık 5 kilometredir.
İznik de hoşumuza başka bir şeyde gülleridir. İki üç katlı evleri sarmaşık gibi süsleyen, rengarenk güzellikleri ile sarmalayan güllere bayıldık.
İznik Gölü, Marmara bölgesinin en büyük, Türkiye'nin ise beşinci büyük doğal gölüdür. Uzunluğu doğu-batı doğrultusunda yaklaşık 32 km., en geniş yeri 11.5 km.dir. Derin göllerden olan İznik Gölü’nün büyük kesiminde derinlik 30 m.yi aşmaktadır. İznik Gölü 1990 yılında Sit Alanı ilan edilmiştir. Göl bütünüyle tarım alanları ve zeytinliklerle çevrilidir. Göl kenarında bulunan çay bahçelerinde çayınızı yudumlarken bir yandan da manzaranın tadını çıkarabilir, ailenizle piknik yapabilir, hatta belirlenmiş yerlerde gölde yüzebilirsiniz de.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder