27 Haziran 2008 Cuma

BLD goes bowling

Merhaba blog,

yine uzun zamandir is hakkinda bahsedecektim degil mi ben? Ama bir turlu firsat olmadi, iste neyse bugun bir seyler karalayalim dedim. Son zamanda fazla ilginc seyler olmuyor, ya da aslinda her zaman ilgincti de, bize artik normal geliyor sayilir..

1 nisanda cok onemli bir deadline'imiz vardi, ve tabii ki onu alamadik, herhalde sirf Rijswijk olarak her kimlik numarasini bir ay icinde bizim bitireblecegimizi dusunmeleri dahi ilk basta buyuk bir hataydi, kaldi ki Utrecht'te 5 tane unit calisiyormus bu islemleri yapmayan, madem bir isin bitmesini istiyorsun, herkesi ayni proses uzerine calistiraniza.. neyse buyuklerin her daim bildikleri bir sey vardir, bizi ilgilendirmez, deadline boylelikle 1 temmuza kadar sarkti ama.. al iste 1 hafta kaldi halen 2006 vergi yilini bitiremedik, bitirttiremediler :P Neyse iste mayis ayinda epey bir rahatladi biz de..

Bizim Ekrem ismindeki is arkadasimiz, biz ise basladigimiz siralar cok ciddi bir cocuktu, bizden once baslamis zaten. Ne bileyim boyle uslu efendi gibi geliyordu bize. Martta baska bir ise basladi ama 1 ay anca kaldi geri geldi, bizi cok ozlemis mis guya (tabii hicbirimiz inanmadik ama olsun :P ) ama dondugunden beri o eski uslu efendi cocuk gitmis, yerine hicbir seyi umursamayan, ciddiyeti bilmeyen, simarik bir cocuk gelmisti, yani cocuk kelimesinin tam manasinda bir cocuk :P Neyse iste, Murat ve bu iphone ilk ciktiginda direk gidip aldilar, o andan itibaren zaten dunya ile olan irtibatlari tamamen kesildi sayilir :P Bizim iste maalesef internet erisimini kapatmislar bircok site icin, birebildigimiz devlet siteleri var birkactane, wikipedia ve nu.nl gibi gazeteler acik o kadar.. Neyse.. iphone ile surekli nette gezdiklerinden, tabii bilide cabuk bitiyor, bir ara kablosu bagladilar, ondan doldurmak icin, bizim tum prizler dolu maalesef bir suru bilgisayar giris cikislari oldugu icin.


Neyse bir gun oglen molasindan donusumuzde, baktik bizim adanin bilgisayarlar ucmus.. ve ayni sekilde yan odanin bilgisayarlarida ucmus.. Bizim canimiza minnet tabii, oturacaz ne rahat. Neyse teknik servisten bir eleman geldi, sordu bir sey oldumu falan diye, baktik Ekrem sey dedi, boyle boyle prize fisi taktim sonra ufak bir elektriklenme oldu.. adam prizi goturdu ve 15-20 dakika sonra geri dondugunde prizin icinden bir atac bulmus XD o da kisa devre olmasina ve boylelikle bizim unitin bilgisayarlarinin ucmasina sebep olmus, atac iyice esmerlesmis o kisa devre olayinda, yapismis birbirine hehehe.. daha sonra arkamizda bulunan tahtaya yapistirip anisina yazi yazdik, resmini cektimde, su an telefonda daha sonra eklerim...

Gecen hafta hep birlikte bowling yapmaya karar verdik, oysa uzun zamandir bir arada bir sey yapacaktik. Mesela ocak ayinda mart gibi bir haftasonu bir yerlere gidleim dedik. Paris dedik, geceleyemem diyenler oldu, Almanya dedik, Koln gibi, orasi guzel degil, kucuk bir yer denildi, Antwerpen, Bruksel dedik, vay efendim orasida zaten cok gorunduk yerlermis.. oyle diye, boyle diye haziran ayina geldik :P Herkesin keyfini bir araya toplamakta baya zorlaniyor insan yani, hani cumbur cemaat bir seyler yapmakta bayagi zor anlasilan. Neyse bazilari once evde isimiz var falan dediler, saat 7 gibi bowling salonunda bulusacaktik, biz bakim bir kac kisiydik, he 6 kisi once birlikte yemek yemeye kadar verdik, eve gidip donunceye kadar zaten o saatte bowling'e gidemezdik. Neyse yine bu Ekrem para cekecegim diye gitti, geri gelmez.. bekle bekle agac olduk, medersem sen git Turk lokantasi vardi, orada yerler diye.. gir iceri ismarla yemegini bizi bekle... Simdi yemek yemekte sorun toplu halde, biz disarda Ekremi beklerken onun tartismasini yapiyorduk, birisi der Turk lokantasi, Sibel der ben et yemem, El Mamma olsun (misirli) Sezer der oranin mutfagi pis, orada yemem ben MacDonaldsa gidek, Dinesh der ben gitmem oraya yagli.. ortada kaliriz, sonunda benim diretmem uzerine La Place'e gittik V&D'nin, hem genelde guzel sebzeleride oluyor oranin :D Neyse o arada da Ekrem arazi.. bulduk onu biraz firca cektik sonra birlikte La Place'de yemegimizi yedik, erkekler araba ile, biz kizlarda otobusle gittik.. Onunda ufak bir bidi bidisi oldu :P Birlikte Zuiderpark'ta bulunan bowling salonuna vardik sayilir..

Millet toplanip edene kadarda oturduk, bir seyler ictik, simardik, ben bir ara koltuktan dusuyordum :D Ucuna oturmustum ne bileyim ucunun yumusak oldugunu, neyse durumu idare ettikte, bizim Sibel'in bir gulusu var, akillara zarar, bir basladimi hep birlikte bizide gulduruyor. hani caktirmadan da yapamiyorsun o yuzden :P hem guluyor, hem anlatiyor falan derken, bowlingimiz basladi, bakayim bayagi bir kalabaliklastik, 11 kisi olmusuz. Orada Ekrem yine yapacagini yapti yahu.. bir ara bir ses duyuldu, baktik Eki 2.80 yere uzanmis, ustelik olugun icinde neredeyse.. topu yuvarliyacagim diye fazla yurumus ve ayaklari kaymis :D boylelikle tabii girmis olugun icine. Ben once Sibel'in kahkahasi ile irkildim, biz gormemistik, o da gormemis zaten ama Eki'nin yerde uzanmasi gulmesine engel olamadi. sanirim bi yarim saat kadar gulmustu :P yok yok abartmiyayim, 15 dakika kadar iste.. neyse bayagi bir eglendik, ama sonlara dogru kolumun kopacak oldugunu fark ettim, ilk baslarda oyle olmuyor tabii.. haa birde oranin disko bowlingi cok meshurmus,.. iyi gidiyorduk, bir anda isiklari kapattilar, boyle gorsellik acisindan hos ama bowling acisindan berbat olan disko isiklarini actilar, artik topu nereye attigimizi goremedik, neyseki son 15 dakikamiza denk gelmisti bu :)

Avrupa kupasi munasebetleri yuzunden de erkekler orada kaldi, bir cafe de toplu halde mac bakmak istediler, ve persembe gunuydu bak simdi animsadim Lahey'de ozel Shopping Night duzenlenmisti (evet burada dukkanlar saat 6 dedin mi kapamiyor iste, ve haftanin bir gunu de saat 9a kadar acik aksam, nerde oyle Turkiyedeki gibi saat10lara 12lere kadar acik olsun :P) Neyse bizde biraz gezelim edelim dedik, aksam eve pestilim gelmisti benden once :P Cok guzel bir gundu yaa...


Sibellisious bize resimleri cdye cekip verecektide, onunda programinin bozulacagi zaman tuttu, neyse artik 2 ay beklemek zorundayiz, zira 2 ay tatile cikti hanimefendi, hatta dun Murat'i uyuz etmek icinse birde sms gonderdi, "senin yerine geziyorum Taksim'lerde" diye :P Ayyy cenem dustu benim yaw..
Ben gideyim, bizim maceralari daha sonra anlatiriz, mesela Chocotoff ambalajlarini top haline getirip, acilan kursun savaslari gibi.. he evet vergi dairesi burasi ne olmus? Isimizden daral geldi bir sekilde eglenceli hale getirmesini sagliyoruz :) Zaten benim de vaktim iyice azaldi ya.. hic birsey yapasim yok.. ha evet, belediye kapanacak simdi ben hala evdeyim..

hadi gorusurum

14 Haziran 2008 Cumartesi

Profesör ve denklemi


Hakase no aishita sûshiki
2006 Japon yapimi bu film bir matematik profesörünü konu alir. Bir tiyatro gösterisi sonrasi geçirdigi trafik kazasi neticesinde hafizasini kaybeder. O günden itibaren bir eylemi sadece 80 dakika kadar yasar ve sonrasini unutur. Ona göre dün her zaman o gösteri olmustur. Artik simdiki zamanda degil, geçmiste yasar. Ona bakmak için evine gelen hizmetçi ve küçük oglu Kök'e (ki bu ismi profesör ona koymustur) matematik bilgilerini aktarmaya çalisir. Profesör matematige asik bir insandir. En sevdigi denklemse Euler'in formülüdür. (Bunu az sonra biraz daha açacagiz).

Filmin sunumu ciktiginda indirip izlemistim ve matematige olan sevgimden dolayi bu güzel filmi Türkçemize kazandirmak istedim. Euler ile üniversitede tanismistik, ama bizim tanismamiz bu filmde olduğu gibi olmamisti. Keske bize ders veren hocalar da bu profesör gibi olsaydi diye içimden geçirirdim, hepimiz birer matematik asigi olarak daha bir zevkle derslere giderdik... Neyse, kollari sivadim, ceviriye basladim ama Türkce matematik terimleri bilgisizligim bana sürekli mani oldu. Ceviriyi iptal ettim ve filmi sildim. Daha dogrusu sildigimi sandim çünkü yaklasik bir sene sonra HDD'nin ucra bir kösesinde karsima cikti. Çeviri duyurusunu açtim DP'ye ve canla basla çevirmeye basladim tekrardan. Önce basit satirlari, bu sefer karsima "amicable numbers, imaginary number, factorial, perfect numbers" gibi terimler geldi. Offladim poffladim ve nihayetinde haziran ayinda feraha kavustum. Çeviri tamamlandi çok sükür.

Filmden satirlar:

Tüm sayılar 1,2,3,4 ile başlayıp,
sonsuza kadar
giden tam sayıların çarpımını ifade eder.
Bunları çarptığınızda, toplamı 24 eder.
Yani 24, 4'ün faktöriyelidir.

Bu asal sayılar geceleyin gökyüzünü süsleyen yıldızlar
kadar sonsuzdur.
Onları bilindik bir kural yönetmez.

Ben buradayım ve tamamen kendi kendimi idare edebiliyorum.

Yani, aynı sizin gibi, bu sayıların hepsi eşsizdir.

28 böleni topladığımızda bu 28 eder.
Bu mükemmel bir sayıdır.

Bunlar kusursuzluğu şekillendiren
çok değerli sayılardır.
Descartes şunu söylemiştir:

"Mükemmel insanlar nasıl nadideyse
mükemmel sayılar da aynen öyledir."

Geçtiğimiz birkaç bin yıl içinde

ancak 30 tane bulunmuştur.

Ama matematiğin asıl amacı bu değil.
Tek gerçek amacı doğruyu kesinleştirmek.

Akıllı gözlerini aç ve cesaret et.



"i", -1'in kare kökü ve bir sanal sayıdır.

(pi), evrenin sonuna kadar sürüp giden bir sayı.

Ve kendini asla gün ışığına çıkarmayan
sanal sayı "i".
Ama asıl düzenbaz olan "e"dir.

Bu, profesörün sevgili denklemiydi.

Geceleyin gökyüzünde parlayan tek bir yıldızın güzelliği.
Kocaman bir tarlada tek bir çiçeğin güzelliği.

Tıpkı bunların güzelliklerini nasıl tanımlayamıyorsak
bir denklemin güzelliğini açıklamak da o kadar zordur.

Hala bilmediğim çok şey var.

Ama profesör bana hissetmenin ne kadar önemli olduğunu öğretti.




Dünyayı bir kum taneciğinde...

Ve cenneti yabani bir çiçekle görmek için...
Tut sonsuzluğu avucunun içinde...
Ve ebediyeti bir saatte...

ALTYAZI



Leonhard Euler:
En üretken matematikçilerden biri olarak çalışmalarının bütünü 70 cildi aşmaktadır. Euler matematiğin neredeyse bütün alanlarında çalışmıştır; geometri, aritmetik, trigonometri, cebir ve sayı teorisi. Bunlara ek olarak uzay-zaman süreklisi mekaniği, ay teorisi ve diğer pek çok alanda da katkıda bulumuştur. Euler e (Euler sabiti olarak da bilinir) sabiti ile formüller yazan ilk kişidir. Faydasını, tutarlılığını ve bir sanal sayının üssünü almakta nasıl kullanılacağını Euler formülü ile tanımlamıştır.

Euler’in amacı, çokyüzlüleri sınıflandırabilmekti. Ancak bunu yapabilmek için sadece yüzlerin sayısı yeterli değildi; ayrıt köşe sayıları da incelenmeliydi. İşte Euler incelemeleri sırasında bu üç sayı arasındaki bağıntıyı keşfetti. Bağıntının kesin ispatı ise ancak 1847 yılında C.von Saudt tarafından yapılabildi. Bu formül tüm fonksiyonların, eksponansiyel fonksiyonların ya da polinomların varyasyonu olduğu temel analizdeki eksponansiyel fonksiyon tanımının merkez rolünü oluşturur. Formül Richard Feynmantarafından "matematikteki en olağanüstü formül" olarak adlandırıldı. Bunun özel bir hali olan Euler özdeşliği: yani bizim profesörün sevgili denklemi ;)
(wiki'den araklanmistir :P)