22 Kasım 2009 Pazar

Berlin'den -3-

Ucuncu ve sonuncu Berlin yazisina gelelim hele. Cuma gunu yola ciktik ve uzuuun bir yolculuktan sonra sonunda evimize donebildik. Insan nereye giderse gitsin, sanirim "eve donus" her zaman farkli bir rahatlama ve huzur yaratiyor.

Yaninda istedigin kisi olmayinca, farkli yerleri gormek ve gezmeninde tadi kisitli oluyor gercekten. Cunku o mekani birlikte seyretmek istiyorsunuz. Olmayincada icinizde bir eksiklik oluyor ve hani orayada gitmesek olur, benim icin fark etmez demeyle yetiniyorsunuz. Ama yaninizda o istediginiz/aradiginiz kisi olsa.. dusunceler degisebiliyor. Berlin yine ayni Berlin'di. Fakat bu sefer ekonomik kriz orayi da vurmus olmali ki, her zaman fiyatlar buraya gore daha uygun gorunurken, bu sefer bazi seyler buradan da pahali geldi bize. Insan yasadigi ortama ayak uyduruyor olsa ki, burada evrim teyorisinin gercek oldugu ortaya cikiyor :P Bizim burada yasayan Turkler'le Almanya veya Belcika'da yasayanlar arasinda farklar var. Giyim tarzindan tutun, konusma uslubuna kadar farkilik oldugu anlasiliyor. Biz buranin insanina ve kulturune alisigiz. Her ne kadar Avrupa kulturu olsa dahi, Almanya'nin.. ki dogu Almanya'nin kulturu farkli geldi. Sokaktaki konusmalarin bazilarini dikkatlice dinlemezseniz, bunun Almanca degilde Lehce oldugunu dusuneceksiniz. Duvar yikilali 20 sene olmasina ragmen, Dogu blok esintisi sanki arada hala hissediliyor gibi.

Aslinda anlatacak cok sey var ama.. ben simdilik bunlarla yetineyim. Guzeldi, farkliydi, yarin pazartesi ve yeni bir is gunu.. Bunu hatirlamak pek iyi gelmedi ama ne yapalim, hayat devam ediyor, her seye ragmen..

Son olarak da biraz resimlerden bahsedelim. Normalde bol bol resim ceken ben, havanin pek el verisli olmamasi ile, hevesimde pek olmadi makinayi zirt pirt cikarmaya :) Ustteki resim Gesundbrunnen'a (Turklerin deyisiyle: Kesikburun) yakin bir yer. Sol tarafta alisveris merkezi, ve metro istasyonuna yakin gar. Sanirim sirf metro degil, tren de geciyor buradan..

Alttaki resim ise Magdeburg taraflarinda mola verdigimiz herhangi bir parkta cekilmistir. Agac oyle mahsun, oyle yorgun duruyordu ki, onu ölümsüzleştirmem gerektigini hissettim.

19 Kasım 2009 Perşembe

Berlin'den -2-

Guten Morgen,
Berlin'den yeni bir günle merhaba :P herkes su an uyuyor ama benim biyolojik saatim kalkma vakti oldugunu söyledigi icin bende uyanip bir bardak yesil cay yaptim kendime. Dunki kahve macerasindan sonra biraz icmeme karari verdim. Dun Fernsehturm'a ciktik. , yani televizyon kulesine. 1995'de ilk geldigimde cikmistim ama kizlar israr edince bir kere daha cikalim dedik onca seneden sonra. Hava kararmaya basliyordu zaten. sira yok dediler. Bileti alip hemen iceriye girdik ama asansor onunde sira vardi yinede.. 10 dakika civarinda bekledik sanirim. Manzara her yuksek binanin size sunabilecegi bir manzaralardan biri iste. Ama gunbatimini oradan izlemek daha bir farkli elbette. Benim icin asla bir Kizkulesi gibi olamaz o ayri :)

Oradan karnimizi doyurmak adina ve dun gezemedigimiz yerleri gezmek adina yine Neukoln, Karl Marx sokagi tarafina falan gitmeye karar verdik. Hava önceki güne göre daha rüzgarli ve soguktu. Uygun bir yer bulup girdik iceriye. Ben iskender istedim nedense.. belki de asil tattigim lezzeti tekrar yakalayabilir miyim diye olabilir. Neyse iste. Mekani dekorasyonu guzel ve ortam temizdi. Ama yardimci olan garsonda biraz farklilik vardi. Soda ismarlamamla basladi olay zaten. Bana mineralwasser dedikleri icecegi sunmak istediginde geri cevirdim. Hani bizim bildigimiz Türk usulü soda istiyorum deyince maalesef olmadigini ogrendim. Kizlardan biri yogurtlu Adana isteyince ne sekilde yapildigini sorduk. Bursa usulu, ekmeklerin uzerine yayildigini falan anlatinca, "serpme" diye lafini böldüm :P ve iskenderimi de o sekilde istedigimi ilave ettim. Mutfak bölümü karsimizda oldugu icin, sag olsun sesi de biraz yüksek oldugu icin hazirlayanlarla olan muhabbetlerini yakindan takip etme serefine nail olabildik. "gecen gun sen serpme yapmistin, bak simdi sunun yapisini izlede sen de ögren bir dahakine" gibi sozler :P geliyor gidiyor. "arkadaslar salata serpme olsun lütfen". Sonra cayimizin birinin demini actirmak icin geri verdik. "cayi biraz serpinde geri verin" diye biraz seyini cikarmisti :P Ufak tefek baska seylerde oldu da.. neyse cikista "bu sefer arkadaslara serpmeyi ögrettik, bir dahaki gelisinizde daha güzel sunacaklar insallah" diye saka da yapti (sanirim:P). Iste her yer "iskender" satiyorda, bunun asilini yedikten sonra, o lezzeti baska bir yerde bulamiyorsunuz kolay kolay.

Oradan alisveris merkezine girdik ve iceride biraz dolandik. Soguk bir yana, ruzgarli havada gezmesi de insani daha cok yoruyor. Kapli mekanlari aslinda pek tercih etmiyorum normalde. Her sey daha bir suniymis gibi geliyor bana. Biraz dolandik, biraz dertlestik. Ve bugunu de böylece tamamladik :)


18 Kasım 2009 Çarşamba

Berlin'den -1-

Merhabalar,

Birkac gündür Berlin'deyim. Laptopu getirdim yanimda ama wireless olmayinca pek bir ise yaramiyor kendisi :P Malumunuz laptop yerine bir adet klavye getirmem gerekirdi, cunku harfler aliskin olmadigim yerlerde ve klavyeye bakarak yazmak zorunda kaliyorum. Almanlarin ve Fransizlarin bircok seyi tersine yaptiklarini biliyorum ama yine de insan karsi karsiya gelince ancak bunun ne kadar uyuz bir durum oldugunu anliyor. Hatta bir ara resmini cekerim neyse..

Su an gecenin bir yarisi, 2-3 bardak sek kahve icince insan pek uykusu kalmiyor. Aslinda bugun yorgunluktan kendimi kaldiramamam gerekiyordu ama.. ne bileyim iste, Alman havasi carpti herhalde. Saat 11'den neredeyse aksam 11'e kadar gezersen normalde simdi horul horul uyumak gerekirdi, degil mi`? :P Bugun $u metro senin, bu metri benim neredeyse yari Berlin istasyonlarini gezdik sayilir. Dun bir parfumeride bizim Shecky'nin akrabalarini gorunce kardesime aldim (simdi bu Shecky bilmeyenler icin ayri bir maceradir aslinda - kendisi Avustralya'dan gonderilmis olan bir kaplumbaga) Ve cok tatlidir. Ne demek istedigimi anlamak icin bir resim eklemem yeterli sanirim. Uff intern error dedi mozilla.. Hani neyse de, kullandigim bilgisayarda tum programlarda Almanca olunca insan uyuz oluyor. Neyse yarin bir daha denerimde ne yapalim.


(sonunda ekleyebildim :)

Bugun kizlar program yapmisti....... evet yapmisti ama pek programa gore bir gun oldugunu soyleyemem. Zoo tarafinda bulusup, Kurfurstendamm mahallesinde birkac dukkan gezdikten sonra, Alexanderplatz tarafina yol aldik. Orada televizyon kulesine cikip, guya Berlin sehrinin aksam sefasini yukaridan kus bakisi bakip, seyre dalacaktik, ben belki yukardan asagiyi cekerim ilerleyen zamanda diye, once asagidan yukariyi cektim :P Eh karanliktan en mukemmel resimler cikmayacagina gore, ciktigi kadar idare ettim. Once karnimizi doyurup, ilerleyen zamanda cikma karari aldik. Avanak avanak 10 dakika kadar etrafi dolastiktan sonra, bize uzgun bir yer olmadigini, ve Neukoln tarafina dogru gitmeye karar verdik.. orada coooooook daha fazla uygun yemek yerleri vardi.. varmis yani, ilk girdigimiz yerden direk ciktik.. daha sonra baska ve daha nezih bir yere girdik, eh etler soguktu ama ne yapalim, yuruye yuruye acikmis oldugumuz icin bir guzel midene indirdik. sonra biraz daha dolandiktan sonra tekrar evin yolunu bulmaya karar verdik, biraz yine metrolarda, duraklarda oyalana oyalana eve attik kendimizi.

Hafif yagmurlu bir gun. Bol bol bacak kaslarini gelistirme :P kisa sure icinde cok sey gorme, gerci hepsi onceden de gormus oldugum yerlerdi ama olsun, aksam karanliginda farkli bir havasi vardi. Dun zaten Kreuzberg taraflarinda dolanmistik. Türk olarak Berlin'de Almanca bilmeniz pek gerekmiyor. Her köse basinda, sagda solda, bir yerlerde hep birilerine rastlamaniz olagan bir sey degil. Eh yarim milyon olarak Berlin'i biraz feth etmis bizimkiler :P iyi mi etmisler orasini elbette ben bilemem..

Neyse saat gecenin 2'sini gecmis, ben biraz uyumaa calisayim. Yarin yeni bir gun, yeni bir macera. Friedrichstraße taraflarina dogru bir gidek hele, oradan da Unter der Linden olabilir..
Hadi tschüß